Sanki bu konuşmalar sonunda sonuç değişecekti... Yani bu konuşmalar etkili olsaydı, 23 Haziran'daki seçimin tekrarı sanki durdurulacaktı.
Boş tartışmalar
Biz böyleyiz işte... Kesin olan sonucu kabullenmek yerine, kendimizce yeni ve farklı sonuçlar üretmeyi çok seviyoruz. İşin kötüsü de, bazılarımız meşru ve geçerli olan kesin sonuç yerine, kendi ürettiğimiz düzmece sonuçları meşruymuşlar gibi kabulleniyoruz. Bu durumun en aşırı yansıması ise, Türkiye'nin ana muhalefet liderinin Yüksek Seçim Kurulu üyelerini "Çete" olarak suçlaması ve onları isim isim sayarak yuhalatması değil midir? Eğer Kılıçdaroğlu'nun bu ayıplı davranışı mantıklı olsaydı, yuhalamalar sonunda 23 Haziran'daki seçiminin tekrarı durdurulmayacak mıydı?
Farklı görüşler
Herhalde bir gün yargı kararları, bir futbol maçındaki gollerin tartışıldığı gibi tartışılmayacaktır. Ülkenin iç ve dış siyasetinin bunca sorunu varken, kamuoyunu oluşturan odaklar içi boş tartışmalarla zamanı ziyan etmeyeceklerdir. Ve sonunda bir gün, Türkiye'deki ana muhalefet partisinin bizi bekleyen dış siyaset sorunları hakkındaki görüşlerinin, iktidarın görüşlerinden farklı olduklarını da öğreneceğiz.