Mehmet Barlas Sabah Gazetesi

Zenginlerin burjuva olması biraz zaman alacak

Yeni Türkiye ile eskisi arasındaki fark, en çarpıcı biçimde televizyon dizilerine yansıyor. Yeşilçam'ın Türkiye'sinde zengin adam portresini, sabahlık giyen fabrikatör Hulusi Kentmen temsil ederdi... Zengin adamın...

04 Şubat 2016 | 1.069 okunma

Yeni Türkiye ile eskisi arasındaki fark, en çarpıcı biçimde televizyon dizilerine yansıyor. Yeşilçam'ın Türkiye'sinde zengin adam portresini, sabahlık giyen fabrikatör Hulusi Kentmen temsil ederdi... Zengin adamın kızı da jüponlu etekliğini ve twinsetini giyip, parti verirdi... Salondaki piyanoda fakir delikanlı çalar ve alaturka söylerdi. Partiye gelen şımarıklar onunla alay ederlerdi. Zenginin kızı da âşık olurdu ona.

Yeni Türkiye
Şimdi villalar, konaklar, spor arabalar, sürat motorları da var filmlerde ve dizilerde... Zenci dadının yerine de, herhalde Filipinli hizmetçiler koyulacaktır bir süre sonra... Belki TMSF'nin satışa çıkardığı şaraplar, tablolar, yatlar ve gökdelenler de, filmler ve dizilerde kullanılacak.
Aslında "Eski zenginler"in "Yeni fakirler" olduğu bir süreç bizim yaşamımızın bir parçası değil mi? "Mal sahibi mülk sahibi/ Hani bunun ilk sahibi" söyleminin sürekli sorulduğu bir coğrafyadır bu... Kimse mülkiyetin "Son sahip"inin kim olacağını tam bilemez. Ve her kuşakta "Türkiye'de yerleşik burjuvazi var mı" sorusu sorulur...

Servetin el değiştirmesi
Madrid'de "Prado"yu gezerken dikkatimi çekmişti. Resim sanatı, azizleri, azizeleri, Hz. İsa'yı, papaları görüntüleyerek yola çıkmış. Sonra kralların, kraliçelerin, prenslerin, prenseslerin resimlerini yapmış ressamlar. Derken şişman tüccarların, karılarının, çocuklarının resimleri geliyor.
Çağların değişimini de, bu süreçte paranın ve gücün nasıl el değiştirdiğini de, Batı'nın sanat müzelerini bu gözle inceleyerek görebiliyorsunuz. Paris'te 1850 sonrası yakın çağ resimlerinin sergilendiği müzeleri (örneğin Musee D'Orsay) gezerken de, bu kadar büyük boyutlardaki tabloların asılabileceği özel mekânların varlığını düşünerek şaşırmıştım.

Mermer ve ahşap
Bizim Osmanlı'nın kendince zengin sivil paşaları Ermeni kalfalara ahşap köşkler çattırıp, yemek odasının tavanına meyve, kitap odasına atlas resmi yaptırırken, Batı'nın sanayi baronları mermer saraylara geçmişler. Türk toplumu bu süreçleri gecikmeli yaşadı ve yaşamakta.
Türkiye'de servet sahibi sınıf temsilcilerinin, üç kuşaktır yaşadıkları görkemli aile malikâneleri yok... Hemen hepsi bu günkü villalarına, apartman katlarından gelmediler mi? Esnafın tüccarlığa ve zanaatkârın sanayiciliğe atladığı bir süreç, bizim yakın tarihimizin öyküsü değil midir?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Atatürkçüleri tasfiye etti, FETÖ’cüleri aday yaptı’ 15 Nisan 2023 | 587 Okunma FETÖ ve PKK’nın adayı belli, sizin adayınız kim? 14 Nisan 2023 | 585 Okunma CHP’den ‘PKK ile müzakere’ sözü 13 Nisan 2023 | 660 Okunma Erdoğan arayı gittikçe açıyor 12 Nisan 2023 | 1.889 Okunma Atatürk’ün kurduğu partide Atatürkçü aday yok 11 Nisan 2023 | 544 Okunma