Ülkenin dört bir yanındaki orman yangınları içimizi yaksa da, insanlığın hâlâ ölmediğini gösterdi bize. Herkes bir şeyler yapmak için çabaladı, herkes elini taşın altına soktu. Elbette ormanlar yanarken keyfine bakanlar da vardı. Bakın, bu yangınlardan sonra neleri unutmayacağız...
Yangın söndürme ekiplerine su taşırken motosikletiyle alevlerin ortasına düşüp şehit olan Marmarisli Şahin Akdemir’i... Marmaris’in cennet ormanları yanarken alevlerin üzerine gidip yaptığı canlı yayınlarla adeta bir haberci gibi çalışan, yangın bölgelerine helikopter gelmesini sağlayan Şahan Gökbakar’ı... İlk günden itibaren AHBAP ekiplerini harekete geçirip kendisi de Bodrum’a, Milas’a giden, götürdüğü malzemeleri oradaki ihtiyaç sahiplerine bizzat dağıtan Haluk Levent’i... Sosyal medyada yangın mağdurlarının sesi olan, yangın bölgesine bir TIR dolusu malzeme ve jeneratör yollayan, söndürme helikopteri kiralamak için uğraşan, kendisi gibi ünlüleri harekete geçiren Demet Akalın’ı... Ören’de termik santrale yaklaşan alevleri söndürmek için eline hortum alıp bir itfaiyeci gibi çalışan İbrahim Çelikkol’u... 5 liralık harçlığını yangında zarar görenlere verilsin diye Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’e gönderen Adıyamanlı çocuğu... Azerbaycan’dan gelip elleri ayakları yanana kadar alevlerle mücadele eden can kardeşlerimizi... Bölgeye gidip sokak hayvanlarını korumaya almak için uğraşan gönüllü veterinerleri... Mazı’nın, Turunç’un, Güvercinlik’teki otelin tahliye edilmesi sırasında tekneleriyle, botlarıyla hatta jet-ski’leriyle gidip hiçbir karşılık beklemeden insanları taşıyan güzel yürekli kaptanları... Ellerine aldıkları çalı çırpıyla alevleri durdurmaya çalışan, tanker hortumlarını sırtlayıp cepheye mermi taşır gibi taşıyan köylüleri... Günlerce, gecelerce uyumadan çalışan fedakar itfaiyecileri, orman işçilerini... Bütün olanaklarını seferber edip yangın bölgelerine araç, malzeme...