Gaziantep’te, Yunus Göç adlı bir insan müsveddesinin 2 aylık çocuğunu feci şekilde dövmesi hepimizin yüreklerini yaraladı. Adam tutuklandı, çocuk yoğun bakımda. İyileşse bile geçirdiği beyin kanamasından dolayı bir hasar kalma ihtimali var. Tam bunu konuşurken dün de Yozgat’tan dehşet yaratan bir haber geldi. Psikolojik sorunları olan bir anne, 1 aylık bebeğini önce bıçakladı, sonra da sobada yakarak öldürdü.
Bunlar, yaşadığımız ilk örnekler değil. Her seferinde isyan ettik. Çocuklarına eziyet edenlerin yaşama hakkı olmadığını haykıranlar oldu, sosyal medyada öfkelerini dile getirirken “Bunu bana vereceksin bak nasıl acı çeke çeke öldürüyorum” diyenler oldu. Bu sözleri söyleyenler o öfke ile, çocuğuna eziyet eden adamla aynı duruma düştüğünün farkında bile değildi.
Ama çözüm bu değil elbette. Çözüm, olaya baştan el atmakla başlıyor. Bu ülkede iki yetişkin evlenmek için nikah dairesine başvurduğunda kimlikleriyle gider. Nikah memurları kimlik bilgilerinden bu kişilerin evli olup olmadığına bakar. Değillerse otomatik olarak evlenmelerinde bir sakınca yoktur. Ardından sağlık raporu istenir. Bir sağlık ocağına gidilir, iki tüp kan verilir. Ardından verem savaş dispanserlerinde röntgen çektirilir.
Peki bu kan ve röntgende neye bakılır? Kan testinde cinsel yolla bulaşan hastalık olup olmadığına, röntgende de verem olup olmadığına... Hepsi bu kadar.
PSİKOLOJİK TEST
Üstelik bu hastalıkları taşımanız da evlenmenize engel olmaz. Sadece bildirilmesi zorunlu hastalıklar olduğu için devlet kayda alıyor, müstakbel eşinize de bunu bildiriyor. Müstakbel eş “Ben kabul ediyorum” derse de hiçbir sorun çıkmıyor. Peki ya psikolojik rahatsızlıklar?