Işın Karaca, 2016’da üçüncü evliliğini yaptığı Tuğrul Odabaş’tan dün sürpriz bir şekilde boşandı. Şimdi diyeceksiniz ki; “Işın da evli kalamıyor, çabuk vazgeçiyor...” Işın Karaca’yı iyi tanırım. Mücadeleden asla vazgeçmez. Dolandırıcı eski eşi Sedat Doğan için bile nasıl mücadele ettiğinin en yakın tanığıyım.
Öyleyse başka bir şey olmalı... Belki de evliliği sürdüremeyen Işın değil, eşi Tuğrul Odabaşı’ydı. Belki Işın, öyle büyük mücadeleler verdi ki artık gücünün son noktasına geldi. Ama asıl soru şu olmalı. Her şeye rağmen evlilik mutlaka sürdürülmeli mi? Evlilik, iki yetişkin bireyin birlikte yaşama iradelerini devletin kanunları nezdinde ortaya koymasıdır. Çift taraflı sorumluluk ve sadakat isteyen, bireylerin aynı oranda emek ve çaba koyduğu bir kurumdur evlilik.
Bir aksama olduğunda düzeltme yoluna elbette gidilmeli. Ancak her şey denendiği halde bir düzelme sağlanamıyorsa, ne olursa olsun o evliliği sürdürmek de beyhude bir uğraş haline geliyor. Çünkü siz mutsuzsanız, o evliliğin mutlu bir şekilde yürümesi imkansız.
Bu coğrafyada insan boşanırken birçok şeyi göze alıyor. Bu nedenle boşananlara “Mücadeleden vazgeçti” demek haksızlık. Aksine onlar için hiç de kolay olmayan yeni bir mücadele başlıyor. Toplumla, aileyle, yakın dostlarla mücadele... Işın Karaca’ya yeni hayatında mutluluk diliyorum. İki güzel çocuğu onun en büyük destekleri olacaktır.
Yeniden olur mu?
Bir başka mücadele de Beran Saat- Kenan Doğulu evliliğinde sürüyor. Yaklaşık 1 yıldır sürekli ‘ayrıldılar, ayrılacaklar’ diye konuşulurken önceki gün yolda sarmaş dolaş göründüler.