Bitmeyen "kepenk" kapatma olayları, "intifada" provaları ve nihayetinde "hendek" çatışmaları... Terörün 40 yıla varan kaosunda yaşanan manzaralardan bir kaçıydı bunlar...
Ve ne tuhaf ki, bir yandan sınır ötesi, diğer yandan yurt içinde PKK'ya yönelik mücadele sürerken, Diyarbakır'da ikinci kez annelerin protestoları gündemin başköşesine oturdu...
Çocukları "PKK tarafından kaçırıldı"ğı öne sürülen annelerin HDP Diyarbakır il binası önünde haftalardır süren direnişi büyüyecek gibi...
Eylemci annelerin sayısı artarken, HDP örgütü olay büyümesin diye düşünmüş olmalı ki, il binasının kepengini kapatırken, partililerle kadınlar arasındaki gerginlikle ilgili videolar sosyal medyada yankı buluyor...
Bir yandan "çocuğumu verin" diye bağıran kadınlar, diğer yandan da HDP yöneticilerine, "çocuklar ya dağda ya da toprağın altında!.. Diyarbakır'da genç kalmadı!.. Yeter artık" diye isyan eden analar...
Bu manzaralar aslında hiç de yeni değil... Herkesin bildiği, ancak susmak zorunda kaldığı bir keşmekeş patlayıverdi...