O klasik tepkiyi yıllardır her toplumda, her an ve herkesten duyarız neredeyse... Kahredici bir teslimiyet yorumudur aslında söylenen o gaflet özdeyişi;
"Gelen gideni aratır" derler...
Ne yazık ki yaşamın her alanında ısrarla dayatılan olumsuz deneyimler yukarıdaki özdeyişi de adeta milletin kafasına çaktığı için, yurttaşlar da gaflet güzergahında yıllar boyu hep yanlış yollara sevk edilip durdular...
Oysa Türkiye'nin özellikle 16 yıldır çektiği "iktidar" eziyetinin tam da yurttaşın gırtlağına dayandığı şu dönemde, siyasal "seçenek"ler ve stratejilerle umutlanan kitleler işte o gaflet özdeyişini de değiştirmeye azmetmiş gibi bekliyorlar...
Evet; O, "gelen-giden-aratan" üçlemesinin bıktırıcılığı da "bu düzen değişmeli" diyor artık!..
Sıkıldı, bıktı millet bu çarpık, ezen, baskı kuran, nefes aldırmayan karanlık düzenden... Ve nihayet geç kalmış ayak sesleri de duyuluyor yurdun her köşesinden...