"Doğru" olmak, "çalışkan" olmak, "korumak" ve "saymak" artık hak getire!..
Kolay para kazanma hırsı, vurgunculuk, hırsızlık, köşe dönmecilik ne yazık ki nesilden nesile bulaştırılmak istenen bir sinsi hastalık gibi toplumun her kesimine aşılanmaya çalışılıyor...
Türkiye işte böylesi bir ortamda yalnızca sosyo-ekonomik açıdan değil, yaşamın her alanındaki çıkmazlarla da adeta kurtlar vadisini andırırken; toplum, huzursuzluğun hançer sapladığı bir kaosun ortasında yaşamdan tat almak yerine, girdaplarda boğuluyor...
Ve tüm bunlardan en çok da "gelecek nesil" diye nitelendirdiğimiz çocuklar etkileniyor...
Televizyonlarda şiddet filmleri, internetin öfkeyi dayatan oyunları, lise önlerinde uyuşturucu pazarları, ellerinde pompalıyla cinayet işleyen öğrenciler ve özellikle de tarikat ve cemaat yurtlarında tacize-tecavüze uğramalarına rağmen sahip çıkılmayan gelecek neslin çocukları korkunç bir kaosun girdabında çırpınıyor... Hepsi tehdit altında...
Yalnızca gençliği kuşatmaya çalışan ahlak dışı davranışlar değil, gelecek nesli yozlaştırmaya çalışan sinsi taarruzlar ve de iyi bir insan olmanın gerekliliğine set çeken siyasal saldırılar da bu karanlık kaosun asıl sebebi...