Kimileri bulanık uykularının mahmur anlarında, sevdalarına sarılırken bir boşluğun girdabında açtılar gözlerini...
Kimileri, belki beyaz atlı bir prensin ardından koşarken, sıcak sinmiş zeminin altlarından kaydığını hissedemedi...
Bazıları kör karanlıkta, avludaki derme çatma bir tuvaletin yolunu ararken, yaşamın dizgininden boşalıverdi!..
Ve belki de kimileri, uykusunda yürürken, ayaklarına yoldaşlık edecek sıcak bir toprak bulamadı!..
Hepsi, ay ışığının yamalı döşeklere yorgan olduğu gecelerde, sıcağın zulmünden kaçıp gökyüzünün serinliğine sığınmışken apansız yakalandılar acılara!..
Çünkü bin yıldızlı otel lüksünde uyurken damlarda, gafil avlandılar karanlık tuzaklara!..