Mehmet Faraç Yeniçağ Gazetesi

Bir Urfa hikayesi; Yüreğine kar atılan çocuklar!...

Sanki bir buhar bulutunun, Arap atlarının yelelerine saklanmışçasına, son hızla ve pervasızca yaklaştığı anlarda, briket evlerin eskimiş duvarları sıcaklara karşı tek sığınak...

03 Mayıs 2020 | 67 okunma

Sanki bir buhar bulutunun, Arap atlarının yelelerine saklanmışçasına, son hızla ve pervasızca yaklaştığı anlarda, briket evlerin eskimiş duvarları sıcaklara karşı tek sığınak haline gelmişti!..
Kuruydu toprak suya hasret kalmışçasına ve avlusunda mağaraların bulunduğu gecekonduların, bazen yılanların yüzdüğü betonarme depolarının dibinden sokağa cılız sular akıyordu...
Ve hala üzüm bağları vardı, kaçakçı evlerinin arkasındaki o sessiz vadide... Nar ağaçları ve badem ağaçları... Ve de toprakta sevdasını beklercesine, ancak sıcaktan boynu bükülmüşçesine nazlı çiğdemler...
Kötüler Mahallesi’nin arkasında; gizemi her zaman antika bir bilezik gibi duran Ahper (Abgar) Dağı’nın çevresinde yalnız kalmış ağaçların dışında, güneşin parlattığı tek nesne vadiden aşağı uzanan ve çoğunda geçmişin derin izleri de bulunan kayalıklardı...
Kaçakçı atları, keskin nallarıyla işte o kayalıklarda adeta kurşun sesi çıkarırcasına vadiden aşağıya koşarken, çocuklar briket evlerin betonarme damlarında, korkuyu avuçlarının içinde kehribar bir tespih gibi tutarcasına endişe, heyecan ve biraz da merakla bakarlardı...
Sonra başında şapka, boynunda puşu, altında şalvar ve ellerinde mavzer olan kaçakçılar inerdi o terli atlardan...
Güneşin yaktığı yüzlerinde mayın korkusu dururcasına ve paniklerini yüzlerinde adeta birer dövme gibi tutarcasına mazlum kaçakçılardı onlar...
Dedeler, babalar, amcalar ve onların kaçakçı hamalları...  Velhasıl ekmeğini mayınlı arazilerden geçirirken, canlarını tel örgülere birer ölüm fermanı gibi asan kaçakçılar...

VADİDE KIZIL ALEV!..

Deryakup Manastırı'nın uzaktan beşik gibi görünen kalıntıları güneşin ışıkları altında, insanı çağırcasına bakıyordu sanki Kötüler’e!..
Biraz mazlum, biraz yalnız ve sahipsiz duran o harabeleri uzaktan izlerken içleri yanan çocuklar, güneşe isyanın çırpınışlarından kurtaramazlardı kendilerini...
Ne yapsalarda tenlerinde kızıl bir alev gibi duran güneşin ışınlarından ve boğucu sıcaktan kurtulmak için acaba?..
Briket duvarların gölgesinden uzaklara bakıp duruyordu çocuklar...
Urfa evlerini yazın serin, kışın sıcak tutan “nahit” taşların çıkarıldığı, maden ocağına dönüştürülmüş o antik mağaraların çevresine iç çekerek bakıyorlardı...
Çünkü oralarda; tarihin bağrına bir nakış gibi işlenen, taşların derinliklere dolu taneleri gibi dizildiği gizemli, çekici ve bazen de yalnızlığıyla ürkütücü “çukur”dan mekanlar vardı...
Kötüler’in çocukları “kolçu-kaçakçı” oynadıkları dönemlerde de, Urfa’nın o yakıcı sıcağından kaçmak isterken, Ahper Dağı’nın yamaçlarında, Şeyh Maksut tepesinin aşağılarında ve bazen de Der Yakup Manastırı’na giden yollarda, geçmişin asaletine birer eski kolye gibi asılan o gizemli çukurların içine “serin” diye bırakırlardı kendilerini...

ÇUKURDA MAĞDUR MEKANLAR!..

1970'lerde; sıcağın kor ateşe döndüğü Ağustos günlerinde, azap çektiren buhrandan kurtulmak isteyen bir grup çocuk, ayaklarında yine “cızlavet”lerle, kaçakçı evlerinin arkasından yürüdüler tepelere...
Kaderleri gibi çocukların, “kara lastik”lerden yapılmıştı o ayakkabı müsveddeleri… Masum tenlerde simsiyah ve de balçığımsı lekeler bırakan ve güneşin yaktığı kayalara dokunduğunda, adeta yapışan “cızlavet”lerdi onlar!..
Yürüdüler çocuklar o gün Ahber’den yukarı, insana hasret vadinin kuytularında, birer mezar gibi duran o devasa çukurlara doğru...
Toprağın bağrına taş duvarla oyulmuş, sarnıcı andıran o yuvarlak çukurların kenarına geldiklerinde, çoğu burayı belki de geçmişin devasa adamlarının saklandığı, mistik hikayelerin mağrur mekanları olarak tasvir etmişti!..
Oysa hepsinin babalarının, dedelerinin ve büyüklerinin emekleri vardı o devasa kuyuların yalnızlık kokan bağrında!..

BUZ ÜSTÜNDE HALAY SESİ!..

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
CHP'yi sarsan "asıl" gaflet!.. 01 Şubat 2021 | 813 Okunma Marketlere protesto çağrısı... 31 Ocak 2021 | 646 Okunma Vurgun büyük, ceza küçük!.. 30 Ocak 2021 | 229 Okunma Urfa, Ankara, infaz!.. 29 Ocak 2021 | 590 Okunma Katilini tarif eden kurban!.. 25 Ocak 2021 | 170 Okunma