AKP ile Fethullahçılar arasındaki "17/25 Aralık" çatışmasının ardından "güç savaşı" gerginliğinin "darbe"ye kadar sürüklenmesiyle ilgili çok şeyler söylendi, çok şeyler yazıldı...
4. yılında o tuhaf ve hain "darbe" kalkışmasının neresinden başlayalım ki?..
Adeta "geliyorum" dercesine dinci cunta sinsice ilerlerken devletin gafletinden mi?..
Siyasi kurumların göz yumması nedeniyle bir cemaatin devletin içerisinde pervasızca örgütlenmesinden mi?..
O sinsi örgütlenmenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en üst düzey yetkililerine, hatta Cumhurbaşkanı yaverliği makamına kadar sızmasından mı?..
Yoksa köprü yolları kesilerek, cahil cesaretiyle ve gündüz gözüyle darbeye kalkışılmasının şaşkınlığından mı söz etsek acaba?..