Şu kısacık, hep yaşam mücadelesiyle geçen ve de çoğu zaman kahırla ezilen yorgun dünyaya reva görülenlere bakar mısınız?..
Bizler her şey normalmiş gibi yaşayıp gidiyoruz ama dünyayı kendince şekillendirmeye çalışan acımasız insanlık, yerkürenin bazı bölgelerinde neler yaşıyor ve rejim kaygısı duyan Anadolu'ya neler enjekte etmeye çalışıyor acaba?..
Bıkkınlık getiren ve artık medyada izlemekten bile kaçındığımız korkutucu manzaralar ne yazık ki en masum ve en duyarsız zihinlerde bile öfke nöbetleri yaratıyor, insanlar ise çaresizce olanlara sırtını dönmek zorunda kalıyor...
İşte bizi, yani yaşadığımız toprakları da zaman zaman şiddet ve terörle içine almaya çalışan ürkütücü "tehdit" tablosunun bitmeyen ve Türkiye için de pusuda bekleyen sinsi vahameti;
Barbarlık, öfke ve cehalet kıskacında, sanki zulmün sonsuz ihalesini almışçasına, hiç durmayan vahşet, ne yazık ki insafını tamamen terk etmişçesine, bildiğini okumaya devam ediyor yanıbaşımızda!..
İşte merhametini mezara gömmüş o "vahşet" zinciri, son 40 yıldır çevremizde, yani coğrafi sınırlarımızın dört bir yanında ateş kusan bir canavar gibi ortalığı yakıp yıkıyor ve insanlığa hiç bıkmadan-yorulmadan zulmetmeye devam ediyor...