24 Haziran'da muhalefetin yaşadığı-yaşattığı hezimetten sonra "ahval ve şerait" artık çok daha fazla "namüsait bir mahiyette..." Gidişatın vay haline de, acaba kimler farkında?..
Kimse kendini kandırmasın; halk boşlukta, gidişat vahamet halinde ve her gün çıkan yeni kararnamelerin yol açtığı kaygı ve belirsizlik nedeniyle "gelecek" endişesi de büyüdükçe büyüyor...
Hiç kuşkunuz olmasın; böyle bir ortamda AKP'nin savurganlığından çok Türk siyasetinde muhalefet çizgisi toplumu artık isyan noktasına getiriyor ki, asıl sorun da burada... Nasıl mı peki;
Sosyo-ekonomik sorunların da siyasetteki çatışmalarla iyice büyüdüğü bir ortamda, halk son aylarda iyice burnundan soluyor, insanlar umutlarını yitirmiş halde çaresizce savruluyor, iktidar-muhalefet arasındaki uçurum ise yaşamın her alanında derin çıkmazlara gebe duruyor!..
Yani, "Bugünleri bile çok arayacağız" diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor... Ekonomik çıkmazların önüne geçmiş olan "gelecek kaygısı", yarınlar için ne yazık ki hiç de iyi bir sinyal yansıtmıyor!..
Rotasını yitirdi "umut" ve "pusula"sını arıyor ki, gaflet de ne yazık ki buna hiç izin vermiyor!!!