İşte "ben" diyen zihniyetin bencilce taarruzlarının toplumda son 17 yılda açtığı yaraları ve ülkenin içine sürüklendiği kahredici girdabı herkes biliyor...
"Millet fakrü zaruret içerisinde harap ve bitap" düşmüşken, memleketin her köşesi sosyo-ekonomik açıdan işgal edilmişken, emperyalizm borsayı bile ele geçirmişken, dolar-euro-altın üzerinde oynanan oyunlar azmışken ve her alandaki spekülatörler, her yerde at koştururken, memlekette "demokrasi" birinci planda olabilir mi?..
"Bu adam ne diyor" demeyin, içinde yuvalandığımız kıskacın ve bizi girdapta tutan çıkmazların uyanık-çıkarcı ve çoğunun ipi dışarıda siyasetçiler tarafından nasıl kullanıldığına dikkat çekmek istiyorum...