Son dönemde, "24 Haziran" kaygısı nedeniyle yaşananlar, vahim olaylar ve pervasız tepkiler, "haksız olan öfkelenir" şeklindeki genel tanımlamayı da iyice aşar hale geldi...
Evet; yaşamın devinimi ve gelgitleri içinde, "haksız olan sinirlenir" ama haklı olan da sesini duyurabilmek için bazen isyan etmek zorunda bırakılır!..
İşte bu iki tanımlamanın tam da ortasında yürüyen seçim süreci, toplumun iki kesiminden birinin öfkesini, diğerinin ise sesini yükseltmesiyle karşı karşıyadır artık...
Saflar netleşmiştir zaten; bir yanda "cumhur ittifakı" diğer yanda 16 yıllık baskı rejimine karşı örgütlenen "millet ittifakı..." Yani cumhuriyetçilerle karşı devrimciler...
Özetle; bir tarafta cumhuriyeti ne pahasına olursa olsun sahiplenenler, diğer tarafta ise gericiler, kinci cumhuriyetçiler, rotasız Beyoğlu devrimcileri, liboşlar, neredeyse güvercin kılığındaki bölücüler ve onların ne yazık ki her köşede, "solcu, aydın" hatta "Atatürkçü" kılığındaki, ikiyüzlü gafil destekçileri!!!
Cumhuriyet yanlıları ile hilafet özlemcileri arasında safların bu kadar direndiği, bu kadar devinim içinde olduğu, bu kadar kararlı göründüğü ve mücadeleyi de bu kadar yükselttiği seçim dönemlerine pek rastlamadı Türkiye...