Geçen hafta sosyal medyaya bir adamı hıçkıra hıçkıra ağlarken gösteren bir fotoğraf yansıdı... İşte o fotoğrafın altında şunlar yazıyordu;
"Iraklı tarihi eserler uzmanı Berlin'de müzeyi gezerken ülkesinden kaçırılan tarihi eserleri görünce, 'çaldılar seni ey Irak' diye haykırdı ve gözyaşlarına boğuldu..."
Fotoğraftaki Iraklı ve onun gözyaşlarını çaresizlikle izleyen kadının görüntüsü bir ülkenin nasıl yağmalandığını bir kez daha gözler önüne serdi...
Evet; "Arap Baharı" zırvasının henüz devreye sokulmadığı dönemde, dinci teröre destek verdiği iddiasıyla işgal edilen Irak'ta göz koyulan varlıklar yalnızca yeraltı enerji kaynakları değildi...
Irak'ın elbette doğası, tarihi, zenginlikleri, huzuru ve en önemlisi de insanlığı yağmalandı ama kültürel kıyım konusunda sınır tanımayan emperyalist alçaklık yalnızca Irak Merkez Bankası'nın külçe altınlarını kamyonlarla götürmedi...
İşgal sırasında, aynı zamanda Bağdat Müzesi başta olmak üzere, çok değerli tarihi eserlerin sergilendiği kültür merkezleri de yağmalandı...