Yüzlerce yıl önce, deve tüccarı bedevilerin de mola verdiği Harran’daki Şuayp Peygamber harabelerinde, kara çadırlardan bir pazar yeri kurulmuştu...
Kartalların çöl topraklarında yılan avladığı o sonbahar gününde, insanoğlu yaşamın keşmekeşi içinde ekmeğini de arıyordu!..
Kim, kimin gücüne yeniliyorsa işte o pazarda, tezgaha onlar düşmüştü!.. Avcıya yenilen ceylanın eti de, insanlığa ihanet edenin köleleri de!..
Uzak diyarlardan gelen bir garip adam; eski zamanlara yoldaşlık eden bir taşın üzerinde ezeli yorgunluğunu atmış, pazarın içinde yiyecek bir şeyler bakıyordu...
O bezirgan, biraz dolaştıktan sonra, kafesler içinde kuş satılan bir tezgaha yanaştı... Benekli, o tuhaf kuşların cinsini, adını merak etmişti...
Harran’ın ve Tektek Dağları’nın en sevilen kuşlarıydı bunlar... Satıcı “Keklik” dedi...
Garip adamın merakı iyice arttı... “Öter mi bunlar, nedir marifetleri” diye sordu?.. Satıcı kendinden emin yanıt verdi: