Tablo gerçekten çok vahim ve çok ağırdır... Aynı zamanda ürkütücü bir tablodur karşımızdaki!.. Yıkıcı, sarsıcı, dehşete düşürücü bir tablodur ki bu, "törerizm"in yerini aldı ne yazık ki!..
Kadın dernekleri, İçişleri Bakanlığı verileri ve duyarlı üniversitelerin araştırmaları bu vahim tabloyla ilgili ne yazık ki hep aynı saptamayı yapıyor; "Türkiye'de son 10 yılda kadın cinayetlerinde ürkütücü bir artış var..."
Vahşet olaylarındaki artıştan herkes haberdar da, kimi yayın organları kadın cinayetlerine yönelik haberleri servis ederken şu saptamayı da yapmışlar;
"Kadınlar en çok boşanmak istedikleri ve kendi yaşamlarına dair karar almak istedikleri için öldürülüyor... Sorunun çözümü yönünde somut adımlar atılmadığı için cinayetler devam ediyor..."
Bence olayları tetiklemesi açısından bu gerekçeler doğru olabilir ama toplumsal psikolojinin şiddeti egemen kılması bakımından eksik bir saptamadır bu...
Bu eksiklikle ilgili çok önemli gerekçeleri sıralamadan önce Türkiye için utanç verici olan kadına yönelik şiddet tablosuna, daha da önemlisi, "cinayet"lerin dehşet verici bilançosuna dikkat çekmekte yarar var;