Türkiye'nin sosyo ekonomik açıdan dünya klasmanındaki yerine bakıldığında, akıllara hemen o "kendi kendine yeten yedi ülkeden biri" saptaması da geliyor...
Ve o gerçek de mazide kalırken, geçmişe bakan koca bir ülke için artık "ah vah" etmekten başka çare de kalmıyor!..
Çünkü mercimekten karpuza kadar her şeyi ithal etmek zorunda kalması; tarımı yok ettiği için kendi ayağına kurşun sıkan bir ülke saptamasını da öne çıkartıyor memleketin acı gerçekleri...
Velhasıl, artık kendine bile yetmeyen bir ülkeyi saran ekonomik bunalım; son 20 yılda tarımın geri plana itilmesi, üretimin durdurulması ve köylülerin kentlere göçe zorlanarak, Türkiye'nin gıdada bile dışarıya bağımlı hale gelmesinin ağır bir sonucu...
Bir zamanlar temiz denizleri, uçsuz bucaksız ormanları ve ürün fışkıran tarım alanlarıyla kendi coğrafyasının göz bebeği olan ve dünyanın birçok ülkesine her türlü ürünü ihraç eden Türkiye, artık sosyo ekonomik alanda bir çekiciliği kalmamış ve neredeyse tamamen yabancıya muhtaç bir ülke olarak kendini her alanda kısıtlamış ve dışarıya sürekli döviz akıtarak ekonomisini de tarumar etmiş bir manzara çiziyor...
İşte böylesi bir ortamda Türkiye'yi Avrupa ve dünya klasmanında öne çıkartan tek gerçek de toplumu kahrediyor...