Siyasi rekabete eyvallah. Sert siyasi eleştiriler de seçim süreçlerinde anlaşılabilir. Lakin siyasetçiler etnik ve mezhep bahsinde konuşurken ayrıştırıcı ve düşmanlaştırıcı bir dil kullanırlarsa işte buna zinhar tahammül edilmez.
Kim ki etnik ve mezhebi bir topluluk üzerinden bir başkasını toptancı bir anlayışla “düşman” kategorisi içine yerleştiriyorsa Türkiye’nin sosyal barışına bilerek dinamit koyuyor demektir.
Muharrem İnce’nin tam olarak yaptığı budur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik söylediği şu sözler asla yenilir yutulur sözler değildir: “Sen Alevileri sevmezsin, Kürtleri sevmezsin!”
Ne demek bu şimdi? İnce Alevileri ve Kürtleri çok sevdiği için mi böyle diyor? Yoksa Alevileri ve Kürtleri Erdoğan’a karşı konumlandırmak için nefret dilinden medet mi umuyor?&n