“Kürt sorunu” bir demokrasi sorunuydu.
Demokratikleşme adımlarıyla birlikte çözüm yoluna girdi.
Kürt inkârı sonlandırıldı.
Asimilasyon toprağa gömüldü.
Kürtler üzerindeki devlet baskısı nihayete erdirildi.
Kürtler Cumhuriyet tarihinde iki türlü inkara ve baskıya uğradılar: Bir, dini aidiyetlerinden ve yaşam tarzlarından dolayı. İki, etnik aidiyetlerinden/kimliklerinden dolayı…
Kuşkusuz Türkler de dini aidiyetlerinden dolayı acımasız bir inkâr ve asimilasyon politikalarıyla karşı karşıya geldiler.
Türklere yönelik asimilasyon inançları ve yaşam tarzları dolayısıyla gündeme geldi.
CHP’nin o kibirli-seçkin-laikçi elitleri verili olan dindar Türk’ü beğenmedikleri için kendilerine uygun bir “makbul Türk” yaratmaya (!) kalkıştılar.
Asimilasyon dediğimiz şey, bir benzeştirme/türdeşleştirme politikasıdır.
CHP devleti Türkleri dini yaşam tarzlarından uzaklaştırıp sekülerleştirme politikası Kürtlere yönelik ayrıca etnik/ırksal benzeştirme politikasıyla tam bir zulme dönüştü.
Başka bir deyişle, CHP’nin tek parti devleti, kafasına uygun Türk yaratmak için verili olan Türk’ü inkar edip benzeştirmeye çalışırken Kürd’ü de Türkleştirmeye çalıştı.