Barış bahsinde konuşanlar türlü türlüdür.
Kabaca üç kesimden bahsetmek isterim.
Bir: Sahiden barış isteyenler.
Bu kesime mensup olanlar koşulsuz bir biçimde her türlü şiddete ve teröre karşı çıkarlar.
Şiddet/terör nerden gelirse gelsin hiçbir “ama”nın arkasına sığınmadan şiddetin/terörün bizatihi kendisine karşı çıkarlar.
İlkesel ve tutarlıdırlar.
İki: Barış satanlar.
Ne zaman bir şiddet/terör olgusu belirirse hemen tezgâhlarını açarlar.
Son kullanım tarihi geçmiş ne kadar laf varsa hepsini toplumun üzerine boca ederler.
Suçlu-suçsuz ayrımı yapmadan barışın bizatihi kendisini satarlar.
Aslında barışı sahiden istedikleri için değil, barış üzerinden kendilerini gündemleştirmek ve barış üzerinden kazanmak için sahne alırlar.
Sesleri çok fazla çıkar.
Barışı satarak kendilerine kazandıranların başkaca bir ilkesi yoktur.
Üç: Barışın sırtından geçinenler.
Beklerler ki bir şiddet/terör ortaya çıksın ki onlar da boy göstersinler.
Onlar da hiçbir zaman suçlu-suçsuz ayrımı yapmazlar.
Kimin barışı bozup bozmadığıyla da ilgili olmazlar.
Herkese akıl verirler.