HDP açıkça terörizme siyaset kılıfı giydirmeye çalışıyor. Başka bir ifadeyle terörizmin siyasetini yapıyor. HDP Kandil’in siyasi propaganda bürosuna dönüşmüş durumda. Kendini Kandil’in siyasi aparatına dönüştürmüş bir HDP’nin varlığı demokratik siyaset adına vahim bir durum.
Yasallığın canına ot tıkayan bu HDP tavrına hukuk adına da, demokratik siyaset adına da artık seyirci kalınamaz. Cumhurbaşkanımızın tam olarak dediği budur. HDP eliyle demokratik siyaset öldürülürken yasal zemin bütünüyle suiistimal edilmektedir. Kimse söylenenleri yanlış yere çekmesin.
Sorun “demokratik özerklik” tartışmalarından kaynaklanmıyor. Sorun “demokratik özerklik” denilen Stalinist baskıcı yönetim tarzının silah zoruyla ilan edilmesinden ve dayatılmasından kaynaklanıyor. Hem HDP’li siyasetçiler, hem de onların yedeğindeki Erdoğanfobik aydınlar/siyasetçiler bilerek bir çarpıtma siyaseti izliyorlar. “Demokratik özerklik tartışılsın!” söylemi, bu bilinçli çarpıtmanın bir örneği işte.
Bilmeyen de sanır ki “demokratik özerklik” tartışılmıyor. Veya HDP “demokratik özerkliği” gündeme taşıdığı için hedef tahtasına oturtuluyor!
Kandil’in silah zoruyla ilan ettiği ve HDP’nin de sahip çıktığı “demokratik özerklik” ilanı, kelimenin tam anlamıyla bir “iç savaş çağrısı”dır ve “anayasal suç”tur.