Kılıçdaroğlu giderek kendini demokratik siyasetin ve meşruiyetin dışına itiyor.
Demokratik siyaset, meşru alanın dışına taştığı andan itibaren bir başka şeye dönüşür.
Sokaktan iktidar devşirmek gibi...
Sandık iradesini tanımamak gibi...
Kılıçdaroğlu'nun, "Bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız!" demesi; CHP siyasetinin, demokratik siyaset ve meşruiyetin dışına çıkartılması anlamına gelir.
Ayrıca Kılıçdaroğlu'nun, YSK ve başkanını alenen tehdit etmesi de bu meşruiyet alanının sorumsuzca çiğnenmesi anlamına gelir.
Bir siyasi meczubun sokakları işaret ederek "Şimdi silah kullanma zamanı" demesiyle, Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri ve davranışları arasında ne gibi bir fark var söyler misiniz?
Kılıçdaroğlu'nun daha önceki "kan dökülür" tehdidinin yanına iliştirilen, "Tanımıyoruz, tanımayacağız!" sözleri hiçbir şekilde demokratik siyaset ve meşruiyetle bağdaşmamaktadır.
Bu çok büyük bir sorumsuzluk örneğidir.
Demirtaş'ın geçmişte yaptığı sokak çağrısının bir benzerini sandık sonuçları üzerinden yapmak, her anlamda vebali büyük bir sorumsuzluk örneğidir.
Türkiye'yi germeye kimsenin hakkı yoktur.
Türkiye'yi dış güçlerin istediği bir gerilim, kaos ve çatışma ortamına sürüklemeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Halk huzur istiyor.
Halk seçim sonuçları üzerinden gerginlik ve polemik istemiyor.
Galibiyet ve mağduriyet algısı üzerinden söz ve davranışlar sergileyenler bilsinler ki en büyük kötülüğü kendi ülkelerine yapmış olurlar.
Biz asla böyle bir gerilimin tarafı olmayacağız.
Olanları da kendimizden bilmeyeceğiz.