O mangalda kül bırakmayan paralelciler bir bir kaçıyorlar. En son kaçanlar kervanına Tuskon başkanı da katıldı. Kaçan kaçana...
Nereye kaçıyorsunuz, niçin kaçıyorsunuz?
Hani yargıya güvenmek gerekirdi?
Hani yargının buz gibi keskin kılıcına boynu uzatmak gerekirdi?
Hepsi palavra...
Kendi emirlerine koştukları bir yargıdan söz ediyorlardı.
O yargıya Başbakan da gidip boynunu uzatmalıydı!
Öyle diyorlardı.
Şimdi kendileri kaçıyorlar korkakça...
“Yargıya gidip aklanın öyle gelin!” deyip duruyorlardı 17/25 Aralık sürecinde.
“Yüce divan!” üzerinden laf çakıyorlardı boyuna.
Sadece FETÖ’cü unsurlar değil, FETÖ’nün siyasi yoldaşları ve yancıları da öyle diyorlardı...
Pensilvanya sadece Pensilvanya’dan ibaret değildi elbette.
Pensilvanya yalnızca Fetullah Sabbah’tan da ibaret değildi.
Pensilvanya o üst aklın sembolüydü sadece.
O üst aklın taşeronlarından biri Fetanyahu’ydu. (F.G)
O üst aklın Türkiye’deki siyasi uzantılarını veya sol kılıklı yandaşlarını hatırlatmama gerek yok...
İçlerinde en ilginci de PKK/HDP canibiydi...
PKK her Allah’ın günü Pensilvanya’daki na-muhterem zatın bölgedeki cemaat faaliyetlerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirirdi.
Kandil’deki terör baronları tehdit üstüne tehdit savururlardı.
Tehditle yetinmez o yapıya ait mekanlara saldırırlardı.