İlkin 7 Haziran sonrasındaki meclis ile 1 Kasım sonrasındaki meclis arasındaki farka kısaca değinmeliyim.
7 Haziran’dan sonraki meclise yemin töreni için gittiğimizde muhalefetin kaba ve nobran şımarıklığıyla karşılaşmıştık. Özellikle de CHP ve HDP grubunun tavrı fazlasıyla kışkırtıcıydı. 1 Kasım sonrasındaki meclisin havası tamamen değişmişti. Muhalefetin o azgın şımarıklığından eser kalmamıştı. HDP hem son terör operasyonları, hem de sandıktan aldığı yenilgi dolayısıyla sönümlenmiş durumdaydı. MHP’nin meclis sıralamasında HDP’nin gerisine düşmesi ve oturma düzenindeki yeni durum MHP’yi psikolojik olarak çökertmişti. CHP’nin yenilgi psikolojisine eşlik eden hali içler acısıydı.
Görünen o ki CHP’yi de MHP’yi de bekleyen derin bir tartışma ve kavga süreci var. HDP, Kandil’in korkusu dolayısıyla yekpâre görüntü veriyor olsa bile derin bir iç tartışma içinde. Kandil olmamış olsa HDP bu haliyle bilmem kaç parçaya rahatlıkla bölünür. AK Parti grubundaki haklı sevinç görülmeye değerdi. Yalnız AK Parti grubundaki sevinç, kibre ve şımarıklığa yaslanan bir sevinç değildi. Vakur ve alçakgönüllü bir sevinçti... Meclisin siyasal ikliminin AK Parti lehine değişmiş olması AK Partililerinin kibrine yol açmamış, tam tersine onlardaki sorumluluk duygusunu arttırmıştı. AK Parti’nin yeni döneme bu sorumluluk duygusuyla girdiğini görmek beni ziyadesiyle memnun etti.
***