Bugün AK Parti’mizin beşinci kongresi yapılıyor.
Bu kongrenin diğerlerinden iki farkı var:
Birincisi, AK Parti ilk defa tek başına iktidarda değilken kongresini yapıyor. İkincisi, kurucu lideri R. Tayyip Erdoğansız ilk olağan kongresini yapıyor. AK Parti’nin kurulduğu günkü Türkiye ile idare ettiği Türkiye arasında da farklar vardı. AK Parti iktidara yerleştikçe Türkiye’yi değiştirip dönüştürdü. Vesayet rejimini tasfiye etti. Darbe mekaniğini ortadan kaldırdı.
Demokrasiyi hür ve eşit vatandaşlık anlayışını hayata geçirmek bağlamında derinleştirdi.
Bugünün dünyası da Türkiye’si de eskisinden çok farklı elbet...
Beşinci olağan kongremizi yaparken değişen bir dünyada ve Türkiye’de olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. Bölgemiz değişti. Dünyadaki güç ilişkileri değişti.
Türkiye’de çok hızlı bir siyasal ve toplumsal değişim sürecinden geçti.
O yüzden yenilenmiş bir AK Parti’ye ihtiyaç var.
Değişimi doğru okuyarak bu değişime öncülük edecek yeni politikalar belirleyen bir AK Parti’ye ihtiyaç var.
***
Fabrika ayarlarımızdan elbette sapmayacağız. Fabrika ayarları dediğimiz şey, kurucu felsefemizdir. Davamızın ilkeleri ve liderlik anlayışımızdır. AK Parti liderliği derken neyi kastettiğimizi bilen bilir.
O liderlikten sapma olmaz. Kurucu ilkelerimizden milim sapmayız. Ama değişen koşullara göre kendimizi her dem yenileriz. Her yeni günle yeni şeyler söyleriz. AK Parti nasıl ki dün değişime öncülük ettiyse bugün de yarın da değişimin öncüsü bir parti olarak yoluna devam edecektir. Yeni bir parti olarak değil, yenilenmiş bir parti olarak...