Bir anlamda sürecin son hamlesiydi. Mesele “yolsuzlukla hesaplaşma” değildi. Asıl mesele “yolsuzluk bahanesi”yle Erdoğan’ı önce itibarsızlaştırmak ve eş zamanlı olarak partisinin başından temelli uzaklaştırmaktı. Erdoğan süreç içerisinde “yaşayan ölü” konumuna sokulacak ve partisi elinden alınmış bir Cumhurbaşkanı olarak yalnızlaştırılacaktı. O tarihte genel başkan ve başbakan olan kişinin dört gözle beklediği sonuç buydu. Hükümetteki yardımcısı ve sözcüsü olan kişi de artık AK Parti liderliğinin el değiştirmesi gerektiğine inanıyordu.