Mehmet Nuri Yardım Milat Gazetesi

Bâbıâli Belgeseli

Henüz böyle bir belgesel ne yazık ki yok, ama olmalı. Fikir, sanat, basın, yayın ve edebiyat dünyamızın aynası sayılabilecek böyle bir belgesel hemen hazırlanmalı. Bu projeyi, geçen akşam Bâbıâli...

24 Şubat 2018 | 175 okunma

Henüz böyle bir belgesel ne yazık ki yok, ama olmalı. Fikir, sanat, basın, yayın ve edebiyat dünyamızın aynası sayılabilecek böyle bir belgesel hemen hazırlanmalı. Bu projeyi, geçen akşam Bâbıâli Enderun Sohbetleri’nde dostum  Muhsin Karabay teklif etti. Bu teklif çok beğenildi. Yazacağımı söyledim.

“Basın Dünyamızın Dünü ve Bugünü” konulu toplantının hatibi, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’tı. Recep İncecik, Nurettin Taşkesen, Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, Fatma Ersem Yargıcı, Sencer Olgun, Nihat Çeçen ve diğer dostların da iştirak ettiği toplantı, basınımızın merkeze alındığı ve beyin fırtınasının estiği sohbet meclisi oldu. “Algı operasyonu”nun tarihçesi üzerinde duran Albayrak, ufuk açıcı konuşmasıyla bir çok hakikati dile getirdi. İlk ‘algı operasyonu’nun Sultan İkinci Abdülhamid’e yapıldığını söyleyen Nuh Bey, daha sonra benzerlerinin Adnan Menderes’e, Turgut Özal’a ve bugün de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a uygulandığını anlatırken fikrini çarpıcı misallerle zenginleştirdi. 28 Şubat Dönemi’nde yaşananlara da temas eden Albayrak, aziz milletimize geçmişte yapılan zulümleri hatıralar eşliğinde dile getirdi.

Gelelim ‘Bâbıâli Belgeseli’... Evet bu elzem çalışmada, gerçekten çok geç kaldığımızı söylemeliyiz. Nuh Bey, bu öneriye nükteli ve anlamlı bir atasözü ile cevap verdi: “Terzi kendi söküğünü dikemez.” Hâlbuki Bâbıâli dediğimiz Cağaloğlu semti, geçmişte siyasetin, daha sonra eski tabirle matbuatın yani basının ve yayıncılığın merkezi olmuştur; çok önemli, tarihî bir semttir. Şimdi siyasetin merkezi Ankara olsa da, gazetelerin tamamı semtten ayrılsa da yine de yayınevlerimizin büyük bir kısmı hâlâ bu muhitte tutunmaya çalışıyor. Yani Bâbıâli, henüz ‘kültür merkezi’ olma vasfını yitirmedi. Yine gazetecilerin, yazarların uğrak yeri, kitapla, yayınla derdi olanların ilk geldiği bir muhittir Cağaloğlu. Peki bu belgesel niçin çok önemli ve gerekli? Mühim çünkü fikir hayatımız, sanat âlemimiz, edebiyat çevremiz, yayın  adamlarımız hâlâ buradan besleniyor. Şairler, romancılar, gazeteciler, yayıncılar semtte dolaştıkları zaman huzur buluyor. Kültür sanat dünyamız her şeye rağmen, semtin hızlı bir şekilde bozulmak istenmesine karşılık yine Bâbıâli’de soluk alıp veriyor. Peki neler yapılabilir; bu konuda kime ne görev düşer? Bunun üzerinde biraz imal-ı fikr eyleyelim, belki laflarımız sadra şifa, sözlerimiz derde deva olur da bu güzide ve nezih semti büsbütün yitirmeyiz. Kaybedip de sonradan saçımızı başımızı yolmayız. Bu hayırlı projeyi canlandıracak bir kaç fikir kırıntısı:

Bâbıâli Belgeseli çok gerekli ve mühim olmasına rağmen öyle hemencecik yapılabilecek bir proje değil. Evet kollar sıvanmalı ama en azından bir senelik araştırma/çalışma süresi gerekebilir. Öncelikle iyi bir sponsor bulunmalı veya TRT gibi bir kuruluşumuz bu işi sahiplenmeli. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sivil toplum kuruluşları, gazeteler ve yayınevi yöneticileri, bu hayırlı projeye gönülden destek olmalı, katkı sunmalı, açıkçası samimi bir şekilde herkes sahip çıkmalıdır. Bilhassa Gazeteciler Cemiyeti, Medya Derneği gibi basın kuruluşları, kültür müesseseleri, bölgedeki vakıf ve dernekler için içine dahil edilmelidir.

Yönetmen Mustafa Nadir Önay gibi Cağaloğlu’nu mesken edinmiş, daha önce ‘Marmaratörler’ gibi ciddi projeler üretmiş bir dostumuz, bu hizmetin başında ve merkezinde olabilir. Bugün aramızda bulunan ve kendilerine sağlıklı  ömür dilediğim, Bâbıâli’de bulunmuş, dergi / gazetelerde çalışmış, yayıncılık etmiş çınarlarımız vardır. Onlardan Bâbıâli hatıraları dinlenmeli, bu çekimler mümkünse semtin sokak ve caddelerinde yapılmalıdır. Meselâ Sezai Karakoç, Mehmed Şevket Eygi, Kadir Mısıroğlu, Ünal Sakman, Ezel Erverdi, Ebubekir Erdem, Mehmet Barlas, Mehmet Kısakürek, Mehmet Doğru gibi şahsiyetlerle röportajlar yapılmalıdır. Böyle bir belgesel için tanınmış şahsiyetlerle görüşmeler yapılabileceği gibi semtin kıdemli esnafının da fikirleri alınmalı, hatıraları mutlaka kaydedilmelidir. Bu bir temenni, belki de bir hayal! Ama nice hakikatler de, önceleri hayal edilmemiş midir?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sanat Her Derde Devadır 02 Eylül 2018 | 3.537 Okunma M. Zeki Akdağ 01 Eylül 2018 | 178 Okunma Sevinç Çokum 29 Ağustos 2018 | 3.578 Okunma Anadolu’daki ilk büyük destanımız 26 Ağustos 2018 | 5.719 Okunma Haldun Taner 25 Ağustos 2018 | 213 Okunma