Mehmet Nuri Yardım Milat Gazetesi

Döneceğiz!

Bebektim henüz. Yatağımda renkli bir rüya görüyordum. Bir gün ansızın annem beni uyandırdı tatlı uykumdan. Evde bir telaş vardı anlayamadığım. Sesler karışıyordu birbirine. Annemin...

16 Mayıs 2018 | 113 okunma

Bebektim henüz. Yatağımda renkli bir rüya görüyordum. Bir gün ansızın annem beni uyandırdı tatlı uykumdan. Evde bir telaş vardı anlayamadığım. Sesler karışıyordu birbirine. Annemin feryadını, babamın telâşlı hâlleri izliyordu. Ağabeyim ve ablam sessizce ağlıyordu. Alelacele evden dışarı çıkıp yola düştük. Birileri mi kovalıyordu bizi, niçin gidiyorduk. Şeytan yüzlü silahlı kötü adamlar sağımızda, solumuzda ve tepemizdeydi. Acılı hikâyemiz,işte o zaman başlamıştı. Koca bir ömür geçti o felaketin ardından. İnanın hiç unutmadım korkunç sahneyi. Annem babam vefat etti daha sonra, abim ablamla biz kavilleştik. Sözümüz olsun, ahdimiz olsunşirin ülkemiz Filistin’e döneceğiz. Küçücük bir kızdım. Evde mutfakta anneme yardım ediyordum. Babam ansızın girdi içeri ve bize “Hazırlanın, gidiyoruz!” dedi. Annem sapsarı kesilmişti korkudan, kardeşim ağlamaya başlamıştı. Alelacele hazırlandık. Bir kaç kapkacak, bir kaç elbisemizi aldık sadece. Yükledik sonra hepsini vefalı merkebimizin sırtına ve yayan yollara düştük. Uzun, çok sıcak, yorucu bir yolculuktu. Susadık, acıkdık, terledik, hastalandık ama devam ettik seferimize. Zoraki bir yolculuktu bu, sürgün edilmiştik. Sonra yerleştiğimiz beldeden memleketimize hasret duymaya başladık. Özledik doğup büyüdüğümüz yerleri. Sıla derdi burnumuzda tüttü. Arkadaşlarımızı, komşularımızı apansız yitirmiştik o gün. Vazgeçmedik asla, eninde sonunda mutlaka topraklarımıza döneceğiz. Henüz bıyıkları terlememiş bir delikanlıydım. Evimizin önünde çok sevdiğim arkadaşlarımla oynuyordum. Bir anda evden çağırdılar beni “gel” diye. Koşup gittim. Evimize bir ölüm kokusu sinmişti. Her yer toz duman içindeydi. Bir koşuşturmaca yaşanıyordu kerpiç odalarda. Babam bazı eşyaları sarıp sarmalıyor. Annem ahşap sandıktan giysilerimizi alelacele çıkarıp paketliyordu. Kızkardeşimin gözüyaşlı, küçük kardeşim ise feryat edercesine ağlıyordu. Olağanüstü bir hâl vardı hanemizde. Meğer göç ediyor muşuz, ayrılıyor muşuz meskenimizden. Uzaklara gidiyor muşuz. Çıktık...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sanat Her Derde Devadır 02 Eylül 2018 | 3.537 Okunma M. Zeki Akdağ 01 Eylül 2018 | 178 Okunma Sevinç Çokum 29 Ağustos 2018 | 3.578 Okunma Anadolu’daki ilk büyük destanımız 26 Ağustos 2018 | 5.719 Okunma Haldun Taner 25 Ağustos 2018 | 213 Okunma