Ezanların şüphesiz dinî hayatımızdaki rolü büyük. Ama edebiyatımıza da tesiri fazla olmuştur. Bugün sadece ezanlardan bahseden şiirler bir araya getirilse inanıyorum ki, rahatlıkla bir antoloji ortaya çıkar.
Geçenlerde edebiyatı seven birisiyle konuşuyordum. Bana âdeta yakınırcasına, “Son bir yılda şair ve yazarlarımız çok politize oldu. 15 Temmuz'dan bu yana sürekli dinî ve hamasî şiirler, yazılar yazıyorlar.” dedi. Bunu eleştirel bir tonla söylemişti üstelik. O arkadaşın son bir yıldaki çalışmalarına baktım, bomboş bir sene geçirmiş. Derde deva bir şiiri, sadra şifa bir nesri yok. Eh sen böyle dünya çapında bir hadiseye lâkayt kalırsan, vicdanın susar, gözün görmez, kulağın işitmezse ilhamın da kurur. Koca 15 Temmuz işgal ve darbe hareketi ile karşılığında yaşanan büyük destan adamı sarsmamıştı. Tahminim o ki, küre-i arz patlasa, kıyamet kopsa o yazıcı yine de uyanamayacaktı. Böylesine ağır ve kalın bir gaflet uygusuna yatmıştı. Bu, ölüme ve sükuta yatmaktı aslında. Böyle bir çok şair ve yazar tanıyorum. Onların alacakları en büyük ceza, beş on sene sonra tamamen unutulmaktır. Ona dedim ki, “Geçmişte yine vatan tehlikeye girdiğinde şair ve yazarlar ilgisiz mi kalmış? Mesela Âkif'i düşünelim. Elbette Safahat baştan sona değerli fikirleri ihtiva eden şiirlerden meydana geliyor. Ancak Âkif'in Çanakkale ve İstiklal Marşı şiirleri olmasaydı bu kadar çok sevilir, okunur muydu?” Sustu, hiç konuşmadı.
Niçin bir Ezan Şiirleri Antoloji'miz olmasın?
Uzun zamandan beri ezanlarla ilgili bir yazı yazmayı düşünüyordum. Ezanların şüphesiz dinî hayatımızdaki rolü büyük. Ama edebiyatımıza da tesiri fazla olmuştur. Bugün sadece ezanlardan bahseden şiirler bir araya getirilse inanıyorum ki, rahatlıkla bir antoloji ortaya çıkar. Niçin bir Ezan Şiirleri Antoloji'miz olmasın? Ezan-ı Muhammedî İslam'ın doğuşundan itibaren yüce dinin kutlu çağrısı olarak kabul edilegelmiştir. İyi okunan her ezan, Bilal-i Habeşi'den ilk defa duyuluyormuş gibi huşu ve hürmet içinde dinlenir.
15 Temmuz'un iki büyük manevî sembolü vardır. Gönderlere çekilen veya elde sallanan ayyıldızlı bayraklar ile minarelerden okunan ve semaya yayılan ezanlar. Ezanlarla birlikte seslendirilen selalar inanıyorum ki, o karanlık gecede ihanet örgütünün kâbusu olmuştur. Ezan ve sela okuyan bazı müezzinlerin kimi alçaklar tarafından tartaklanması boşuna değildir. O mübarek, vatanperver müezzinlerimize çok şey borçluyuz. Tabii ülkeyi kana bulayan teröristlere karşı camileri hemen açtıran, ezanları ve selaları okutan Diyanet İşleri Başkanımız muhterem Mehmet Görmez Beyefendi'nin bu muazzam hizmeti de unutulmayacaktır.
Bugün Ezan-ı Muhammediler gürül gürül okunuyor