Sayın Numan Kurtulmuş Beyefendi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı makamına getirilmesi beni sevindirdi. Zira yaklaşık on yıl önce, Çemberlitaş Birlik Vakfı’nda bir sohbetini dinlemiş, o konuşmanın ardından kültür sanat meselelerine dair yönelttiğim soruya vukufiyetle, muhtevalı ve mukni bir cevap almıştım. O gün ümidim artmıştı. İnşallah, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın gündemde tuttuğu kültür meseleleri, liyâkatlı eller tarafından çözülür. Bakanlıklar, Başkent Ankara’da. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı alakadar eden çalışmaların büyük bölümü ise İstanbul’da. Bakanlığı ilgilendiren meseleler, büyük ölçüde bu şehrimizde çözülebilir. Esasen böyle bir gereklilik de var. Zira İstanbul sadece Türkiye’nin kültür merkezi değil, dünyanın da sanat payitahtıdır aynı zamanda. Bakanımızın zaman zaman bazı tepe isimlerle, bilinen kişilerle, biraz da köşe başlarındaki kimi duayen adamlarla bir araya geldiğini biliyorum. Şüphesiz bu birlikteliklerin faydası var. Yalnız geçmişte yapılan bir hata tekrarlanmamalıdır. Yıldızı bol kişilerle yapılacak görüş alışverişinin faydası çok sınırlıdır. Asıl, sahada olan, yıllardan beri çeşitli kurumların başında / içinde bulunup hizmet veren, ömrünü kültür sanat konularına hasretmiş olanlarla yapılacak istişareler yararlı olacaktır. Medeniyetimizi oluşturan kültürün ve sanatın meseleleri çoktur. Sinema, tiyatro, klasik sanatlar, plastik sanatlar, müzik, dil ve edebiyat başta olmak üzere pek çok alanda üretim yapan, eser veren, hizmette bulunan kişiler vardır. Kültürel alandaki çalışmalarıyla bu vadiyi dolduran ve geniş yankılar uyandıran bu hizmet ehli kişiler, nedense bu tür danışma toplantılarında hatırlanmaz! Sadece parlak olan bir kaç isimle yetinilir. Hâlbuki vitrinde bulunan bu kişiler, zaten hudutları belli bir alanda yoğundurlar, kendilerinden talep edilen tebliğleri, kitapları veya sipariş sergileri hazırlamakta dolayısıyla etraflarında dönen bir dünyanın verimleriyle başbaşadırlar. Peki ne yapmak gerekir? Kanaatimce Külliye’...