Belediyelerin yayıncılık yapmasını eleştirenler var. Neşriyat yaparak yayıncıların önünü kestiklerini iddia edenler dahi bulunuyor. Aslında sadece belediyeler değil, bakanlıkların, resmi kurumların, sivil kuruluşların da yayıncılık yaptıklarını görüyoruz. Meselâ Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, belediyeler, bankalar vs. Ben temelde bunun faydalı olduğu düşüncesindeyim. Ancak kurumların neşredeceği kitapların mümkünse yayıncıların ilgi alanına girmeyen kitaplardan seçilmesi tercih edilmelidir. Yani muhtelif alanlardaki roman boyu dediğimiz boyuttaki kitapları değil de daha ziyade ansiklopedik kitaplarla, kaynak eserleri yayınlamaları şüphesiz çok faydalı, hayırlı ve iyi olacaktır. Zira yayıncılar genelde bu tür yayınlara girmemektedirler. Bilhassa resmi kurumların veya belediyelerin düzenledikleri sempozyum, açık oturum ve panellerin kitaplaşması kanaatimce son derece hayırlı bir faaliyet sayılmalıdır. Zira verilen bilgiler kitaplaşmayınca, sadece o toplantı ile sınırlı kalıyor. Konuşmalar, tebliğler ve sunumlar eserleşince kütüphanelere gidiyor, araştırmacıların eline ulaşıyor.
Yıllar önce Zeytinburnu Belediyesi’ne bir proje teklif etmiş, kabul edilmesi üzerine de bir – iki yıl süren o çalışmayı gerçekleştirmiştim: “Zeytinburnu’nun Ebedî Sakinleri” adıyla hayata geçirdiğimiz o proje çerçevesinde, ilçedeki mezarlıklarda ebedî istirahatkgâhlarında olan şairler, yazarlar, romancılar, hattatlar, ressamlar, musikişinaslar ve farklı alanlarda temayüz etmiş sanatkârlar hakkında saygı toplantıları düzenliyorduk. Genelde Merkezefendi Mezarlığı’nnda yatan ve hatırasını yad ettiğimiz şahsiyetler arasında Abdülhak Şinasi Hisar, Tanburi Cemil, İbnülemin Mahmud Kemal İnal, İsmail Saib Sencer, Halide Edib Adıvar, Hakkı Tarık Us, Selim Nüzhet Gerçek, Sâmiha Ayverdi, Şemseddin Yeşil, Naşit Özcan, Abdülhalim Özyazıcı, İbrahim Çallı, Ekrem Hakkı Ayverdi gibi şahsiyetleri rahmetle yâd etmiştik. Yönettiğim o toplantılarda, andığımız kişilerle ilgili araştırmacılar konuşmuştu. Şimdi o konuşmaların Zeytinburnu Belediyemiz tarafından toparlanıp yayımlanmasını istiyor ve bekliyoruz. Zira böyle bir hizmet, anılan kişilerle alakalı olarak yapılan konuşmaların kalıcı hâle gelmesini sağlayacaktır. İnşallah kültüre ve sanata önem verdiğini bildiğimiz Belediyemiz bu hizmeti de yerine getirir. Sayın Başkan Murat Aydın’dan bunu istiyor ve bekliyoruz.
Madem ki belediyelerin yayıncılık faaliyetinden bahsettik. Öyleyse yine Zeytinburnu Belediyesi tarafından kültür hayatımıza kazandırılan ve elime ulaşan bir kaç yayınını da tanıtmak benim için bir görev. Bu Ülke’yi Yeniden Düşünmek bir “Cemil Meriç Kitabı”. Sempozyum tebliğlerinden meydana gelen eseri Asım Öz yayına hazırlamış. Öz, baş tarafta “Bu kitabın hikâyesini” anlatıyor. 710 sayfalık eserde değerli kalemlerin yazıları yer alıyor. Merhum Hüsamettin Arslan, İsmail Kara, Abdullah Uçman, Kurtuluş Kayalı, Ümit Aktaş bunlardan sadece bir kısmı. Daha yazısı okunacak pek çok yazar, araştırmacı ve akademisyen var.
Türkiye’nin Ruhu Kemal Tahir ise daha ziyade bir albüm. Romancının bilinen ve bilinmeyen bir çok fotoğrafı kısa değinmelerle sayfalarda yer bulmuş. Ömer Faruk K.’nın hazırladığı kitabın editörü Asım Öz. Kemal Tahir’in küçük ve sevimli bir şiirini okuyalım: “Bir cümledir ki hayat / Ne bir virgül ne bir hat / Birden okuyacağız... / Bazen geç, bazen erken, / sonuna mezar denen, / bir nokta koyacağız.”
Mevsimlik tematik Z, bir kültür sanat ve şehir mecmuası olarak göze de gönle de hitap eden mükemmel bir dergi. Kapakta eski devirlerden su dağıtan bir sâki, önünde ve elinde su tasları... Kapak konusu: “Su ve Şifâ”. Su medeniyetimiz ele alınmış. Büyük boy 552 sayfalık dergi, ‘su’ya dair yazılar, araştırmalar, denemeler, hatırlayışlar ve dokunuşlarla doludur. Fotoğraflar, resimler ve diğer görüntüler dergiyi su kaynağına dönüştürmüş hâlde. Genel Yayın Yönetmeni Muhammed Nur Anbarlı’yı ve diğer emek veren sanatkârları yürekten kutluyorum. Zeytinburnu kültür sanat faaliyetleriyle güzelleşiyor.