Yaşımız yetmedi, Birinci Dünya Savaşı dönemini ve Sovyetler
Birliği'nin kuruluşunu göremedik ama dağılışına şahit olduk.
Dünyanın en büyük güçlerinden biri olan SSCB gözümüzün önünde
parçalandı.
Hem de ne parçalanma!
Çatırtısı uzaydan bile duyuldu.
*
Almanya'nın ikiye bölünmesini de görmemiştik.
O da İkinci Dünya Savaşı sonrasında ayrılmıştı.
Doğu Almanya ile Batı Almanya'nın birleşmesi ise “biz yaşarken
oldu”.
Arada duran yarım asırlık utanç duvarı yıkıldı.
Hem de ne yıkılma!
Parçası bile kalmadı.
Neredeyse bütün parçaları paylaşıldı, hatıra niyetine saklandı.
Taşların ve betonların parça parça satıldığını kayda geçtik.
*
Osmanlı'nın dağılışını da görme imkânımız yoktu.
Altı yüz yıllık cihan devleti, içeriden dışarıdan gösterilen
gayretler neticesinde tarih oldu.
Aşırı sevinçten ötürü, eline ayağına kına yakmak isteyenlerin
çokluğu sebebiyle, kına fiyatları tavan yapmış olabilir o
vakitler.
Netameli bir dönemdi bizim için.
*
Avrupa Birliği'nin kuruluşuna adım adım şahit olduk.
Kömür-Çelik Birliği'nden başlayan, Ortak Pazar olarak nitelenen,
Avrupa Topluluğu adını alan oluşum, nihayet Avrupa Birliği'ne
dönüşmüştü ki, daha tam rayına oturmadan, çatırtılar gelmeye
başladı.
İngiltere ayrıldı.
Fransa'da “Biz niye duruyoruz?” diyenlerin sayısı arttı.
Fransızlar da bir oylama yaparak ayrılırsa, geriye Almanya ve
birkaç küçük ülke kalır ki onu Avrupa Birliği olarak görmek biraz
ironi demektir.