Geldi mi üst üste geliyor. Orman yangınları, sel, deprem, saldırı…
Hepsiyle baş ederiz de…
Şu yalancılar yok mu?
Klavye fedaileri, masa başı kahramanları.
İki tivit ile bütün dertleri çözdüğünü düşünen ve okuduklarına hemen inananlar.
İşte onlarla uğraşmak zor.
İnsanın ahtapot gibi birçok kolu olsa yetmez.
*
Çok anlamlı bulduğum bir Japon atasözü vardır.
“Okuduğun her şeye inanacaksan, hiç okuma daha iyi.”
Bizim yalan savaşçıları, okuduklarına hemen inanmak için can atıyor.
Özellikle işlenen konular, memleketin aleyhine ise…
İşin garip yanı, okuduklarını yazanlar da kendileri gibi olanlar.
Döngü kısır ama haddinden fazla çocuk sahibi.
*
Yalanları büyük bir iştahla yayanlar, ülkeye zarar verdiklerinin ne kadar farkında?
....