Darbeciler sandı ki CHP'liler tamamen yanımızda yer alır.
MHP'liler de onlar gibi Erdoğan'ı sevmiyor. HDP'liler zaten çözüm
ortağımız.
AK Partili olanların da yarıdan çoğu darbe olunca korkar,
çekinir.
Bizim millet, ateş edildiğinde yere yatmayı dahi bilmez.
Belki bir avuç insan itiraz etmeye kalkar, onları da tepeleriz.
Elebaşlarının listesi de hazır, hiç birine fırsat vermeyiz.
Dış destek de tamam.
Plan tıkır tıkır işleyecek.
Oldu bu iş.
*
O kadar emindiler ki, profesör kılıklılar “Keşke albay olsaydım”
diyecek kadar azıttı.
Gazeteci kılıklı olanı da Erdoğan'a kükredi.
“Gider abi gider, gitmek zorunda. Ya adam gibi gider veya gitmek
zorunda kalır.”
Ağızlarının ne kadar gevşek olduğunu gördük.
Kulaktan kulağa çıtlatanlar, manifaturacısından hırdavatçısına,
terzisinden kasabına kadar haberi ulaştırdı.
“Yaşasın, geliyoruz.”
“Gidiyor, yaşamasın.”
*
Tarih çok önceden belli olmuş ki, siren sesleri ve bebek gülüşünden
ibaret reklâm, dokuz ay on gün önce yayınlanmış.
O zaman kimse bir anlam verememişti.
Ne demek bir şehrin yukarıdan görüntüsü, siren sesleri ve sonunda
gülen bir bebek…
Reklâmın sonunda gazetenin adı yer almasa, hiç kimse ne reklâmı
olduğunu bilemez.
Gizli mesajlar konusunda çok becerikli bunlar.