Basın hürriyeti deniliyor ya… Orada geçen 'hürriyet'
kelimesiyle, bazıları kendi gazeteleri kastediliyor sanıyorlar
galiba.
Kimler olduğu açık, Hürriyet gazetesi mensupları.
Ne dersek olur, her konuda sonuna kadar serbestiz diye bakıyorlar
herhalde.
Sanki onlara göre sınırsız bir hürriyet söz konusu.
Biri çıkıp itiraz ettiğinde, “Yok öyle değil” dediğinde, şapşala
dönüyorlar.
*
Gazetecilik suç değilmiş.
Kastettikleri, başka suçlardan tutuklu bulunan gazetecilerin
serbest bırakılması.
Cuma günü sanal âlemde, Cumartesi günü de Silivri'de eylem
yapacaklarını internet sitesinden duyurmakta bir sakınca
görmemeleri, hep o yanlış kabulden.
Yok koçum, bildiğiniz gibi değil.
Öyle bir dünya yok, öyle bir âlem yok (sanalda bile).
*
Bakkal, kasap, suç işleyince cezasını çekecek…
Doktor, asker, suç işleyince cezasını çekecek…
Avukat, öğretmen, suç işleyince cezasını çekecek…
Gazeteci suç işleyince “Basın hürriyeti” öyle mi?
Savcılar, hâkimler bile ceza alıyor hemşerim, ne dediğinin farkında
mısın?
Nedir gazetecinin imtiyazı?
Suç varsa ceza da vardır, Dostoyevski'nin olması şart değil.
*
Hem zaten eylem yaparak desteklediğiniz o gazeteci kılıklıların
hiçbiri gazetecilik suçundan dolayı içeride değil.
Biri adam öldürmüş, biri soygun yapmış, biri bomba atmış, biri
teröre açıkça destek vermiş…
Siz de şimdi “Hani bana?” mı demek istiyorsunuz?
Merak etmeyin, varsa bir kabahatiniz, karşılığını alırsınız.
Nitekim teröriste destek vermek de terör suçuna girer.
*
Aklınız varsa, bu tür eylemlerden vazgeçersiniz.
Biraz da vicdan sahibiyseniz, özür dilemek bile
isteyebilirsiniz.
Belli mi olur?