Geçen günkü depremde iyi sallandık. Allah beterinden saklasın.
Sonrasında yüzlerce defa küçük artçı sarsıntılar olduğu açıklandı. Bir kısmını duyduk, bir kısmını duymadık. Lâkin duyduk duymadık demedik. Tellalın keyfi kaçmasın diye.
Sokağa çıkıp geceyi arabasında, parklarda ve kurdukları çadırlarda geçirenler gördük.
Günlerdir depremi konuşuyoruz. Zira beklenen büyük İstanbul depremi diye bir şey var. Deprem uzmanları sürekli uyarıyorlar. Bu yaşadığımız depremin onun habercisi mi, öncüsü mü olduğu merak ediliyor.
“Yoksa hiç alakası yok mu yahut uzaktan akrabası mı sayılması gerekir” diye merak edenler, uzmanlara soru üstüne soru yöneltiyorlar.
Binalara güvenmek zorlamayla olacak bir şey değil. Güven içten gelir. Dıştan yara bandı gibi yapıştırılamaz. Yapılan anket gösteriyor ki İstanbul’da halkın yüzde yetmişi oturduğu binaya güvenmiyor.