Böl, topla, çarp, çıkar… Sonuç değişmiyor.
Yüzde 51,41 evet çıktı, yüzde 48,59 hayır.
Hangisi büyük?
Avrupa'ya sorarsanız, yanlış baktığını görürsünüz.
Herhalde virgülden sonraki kısımları mukayese ediyorlar.
41 ile 59'u karşılaştırarak, değerlendirme yapan Avrupa ülkelerine ve içeride onlar gibi düşünenlere söyleyecek söz aramak gereksiz.
“Oraya değil mösyö, virgülden önceki kısma bakacaksınız” demek bile vakit kaybı.
*
Hangi tarafın kazandığını anlamak için bir ölçü daha var.
Gidin bakın, hangi partinin önünde toplanan kalabalıktan 'İstifa' sesleri yükseliyor?
CHP'den başka hiçbir partide genel başkanın istifasını isteyenleri göremezsiniz.
Şimdi Kemal Bey zafer kazanmış edasıyla konuşmaya hazırlanıyor olabilir.
O mühim değil.
Her zaman ters bakar, ters görür, ters yorumlar.
İstifasını isteyenlere de hiç kulak asmaz.
Bence etmemeli de.
“CHP'nin oylarını yüzde 48'e çıkardık” dese şaşırmayız.
Virgülden sonraki küsurat kısmını, hayır isteyen diğer parti ve gruplara aitmiş gibi görmek göstermek ona yakışır.
*
“Biz hayır hakkımızı 15 Temmuz'da kullandık” sözünün ne kadar isabetli olduğu referandumda görüldü.
16 Nisan günü de evet hakkımızı kullandık ve bu sonuca ulaştık, şükürler olsun.
Hiç kimse küçümsemeye niyetlenmesin.
Bir tek oy farkı bile yetiyordu teknik olarak.
Evet ile hayır arasında bir buçuk milyona yakın fark var.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek oranda evet çıkan il ve ilçelerin belediye başkanlarını arayıp, teşekkür etti.
Evet için teşekkür ediliyorsa, hayır için de sitem gerekir.
Belki daha fazlası.
Bilhassa Ankara ve İstanbul için ne düşündüğünü, ne diyeceğini merak etmekteyiz.