Şu Fırat'ın suyu akar, nasıldır? Artık hepimiz çok iyi biliyoruz ki serindir. İzzet Altınmeşe'den öğrenmiştik vaktiyle.
Suriye, rahmetli Şaziye ninenin kırk yamalı şalvarına döndükten sonra, terör örgütleri cirit atma yarışına girdi.
Orada vatanını savunanlar, yaşadığı toprakları korumak için can vermeye hazır yiğitler, bir yanda zalim rejim kuvvetlerine karşı çarpışırken, bir yandan da terör örgütlerine karşı mücadele etmek zorunda kaldılar.
O kadarla kalmadı…
Suriye topraklarında çıkarı bulunduğunu düşünen büyük devletler, büyük bir iştahla devreye girdiler.
*
İnsafın gölgesinin bile olmadığı, adının bile anılmadığı yıllar bu şartlarda geçti.
Bizse baştan beri Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunduk.
Bugün de aynı tezi öne sürüyoruz.
Yakın zaman öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün Fırat nehrinin batısına geçmesine izin vermeyeceğimizi açıklamıştı.
Sırtını terör örgütü yaslayanların genel başkanı ne demişti o günlerde?
“Hâlâ, 'Fırat'ın ötesine geçemezsin…' Geçecekler… Göreceksin geçecekler. Sen de suyun bu tarafından izleyeceksin. Mal mal izleyeceksin…”
Selo idi bunu söyleyen.
Sözü bitmeden, alkış kıyamet, yıkıldı konuştuğu salon.
*
Dinleyenlerin pek hoşuna gitmişti o mal meraklısının söyledikleri.
Böyledir…
Elde bir marifet yoksa, ortada bir icraat söz konusu değilse ve hiçbir zaman olamayacaksa, bütün numara konuşmaktan ibaretse, ölçüyü kaçıran sözler, haddi aşan ifadeler çok alkış alır.
Bunu biliyor.
Dokunulmazlık zırhına güvenip, bol keseden atıyor.
“Mal mal izleyeceksin…” türünden konuşmaların sebebi başka bir şey değil.
*
Ama hakkını da teslim etmek gerekir, söylediklerine hakikaten inanıyor o sırada.