Reis, Avrupa'daki vatandaşlarımıza üç değil, beş çocuk
tavsiyesinde bulundu ama…
Avrupa'nın tırnak içinde -ki pislik kadar- medeni devletleri,
bizimkilerin çocuklarını ellerinden alıyor.
Minicik yavruları bir eşya gibi gasp ediyorlar.
Ne numaralar çektiklerini, nasıl eziyet yaptıklarını görüyoruz hep
birlikte.
O çileye maruz kalanların anlattıklarını dinlemek, seyretmek bile
yürekleri yakıyor farkındaysanız.
*
Bariz ve geçerli sebep bulamadıkları zaman, tuhaf gerekçeler
üretmekten çekinmediklerini görüyoruz.
“Annesi ekmekleri ince dilimliyor.”
“Evde temizlik için çok sabun kullanılıyor, çocuk bundan zarar
görüyor.”
“Aile çok ev değiştirmiş.”
“Kızına iyi bir annelik yapıyor ama oğluna yapamıyor.”
“Çocuklarınız çok ses yapıyor.”
“12 yaşındaki kız çocuğunuza başka evde kalma iznini
vermemişsiniz.”
“Eviniz rutubetli…”
Fuat Uğur'un kaleminden aktardığımız bu gerekçeler karşısında,
hukuk mücadelesi de bir anlam ifade etmiyor.
*
Kendileri yeterli sayıda çocuk yapamadıkları için, “burada hazır
yapılmışı var” diyerek çocukları kanun kisvesi altında
çalıyorlar.
Bizimkileri ezmek ve dağıtmak, intikam almak, haç-hilal dengesini
kolay yoldan değiştirmek maksadıyla, dünyanın gözü önünde Türk ve
Müslüman aileleri parçalamaya çalışıyorlar.
Bir taşla pek çok kuş…
*
Devletin aldığı çocuklar, başka ailelerin yanına veriliyor.
İsimleri değiştiriliyor.
Dinleri değiştiriliyor.
Hasanlar Hans oluyor, en bilinen örnekle…
Ayşeler, Fatmalar, Ahmetler, Mehmetler adını unutması için
zorlanıyor.
Esas aileleriyle görüştürülmüyor.
*
Birkaç basit olaydan ibaret değil üstelik bu anlatılanlar.
İstisna deyip geçilemez.
Yalnızca bir ülkeye has olmadığı da ortada.
Almanya, Hollanda, Fransa ve Norveç…