İstanbul'dan Hakkı Erçetin, Almanya'dan Mustafa Sezgin, Yozgat'tan Sedat Cankılıç, İstanbul'dan Hüseyin Akarçeşme, geçen asırdan Mehmed Akif…
Bu saydıklarımız, radyoda istek şarkı talep edenler yahut bir saldırıda şehit olanların listesi gibi görünse de esasen bugünkü yazıya katkıda bulunanlar. En sonda değil, sözün başında teşekkür etmek istedim.
Zaten geçen asırdan Mehmed Akif deyince mesele anlaşılır.
Üstat bugünü görmüş gibi, son birkaç yılı birlikte yaşamışız gibi söylüyor…
Artık ey milleti merhume, sabah oldu uyan! / Sana az geldi ezanlar, diye ötsün mü bu çan?
Ne Kürtlük, ne Türklük kalacak aç gözünü! / Dinle Peygamber-i Zişan'ın ilahi sözünü.
*
Veriniz başbaşa; zira sonu hüsranı Mübin, / Ne hükümet kalıyor ortada, billahi ne din!
“Medeniyet!” size çoktan beridir diş biliyor; / Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
*
Ne bu şuride siyaset, ne bu fasit dava? / Görmüyor gittiği yanlış yolu, zannım, çoğunuz…