Merhum Korkut Özal, bakanlığı döneminde Amerika’ya gitmese… Orada bir lokantada yemek yemese…
Kendisine yemeği 25-30 yaşlarında karayağız, bıyıklı, gözlüklü bir garson getirmese…
O garsona “Burada ne arıyorsun?” diye sormasa…
O genç de “Boğaziçi elektronik mühendisliği mezunuyum. Burada filan üniversitede asistan-profesörüm. Param yaşamama yetmiyor. Boş zamanlarımda garsonluk yapıyorum” demese…
Bu zeki gence bakan Bakan Özal, “Adın ne senin evlâdım?” diye sormasa…
O da “Adnan Kahveci efendim” demese…