Akif Emre… Yazdım, kaldım.
Fotoğrafına bakıyorum.
O uzaklara bakıyor.
Her zamanki gibi.
Objektife bakmayı pek sevmezdi.
Hep uzaklara bakardı, uzakları düşünürdü.
*
Akif Emre'yi yazmak zor.
Böyle birden bire kaybetmişken…
Hepimiz biliyoruz bir gün son nefesimizi vereceğimizi de o gün çok ileride sanıyoruz.
Daha yapacak çok işimiz var çünkü.
Planlarımız var.
Her ölümün bizim için bir ibret olduğunu anlamak, yüksek bir idrak ister.
Akif isminin anlamına bakmakta fayda var.
“İbadet eden, i'tikafa giren… Bir şeyde sebat eden… Direnen.”
Ne kadar isabetli.
Emre'nin karşılığı ise “âşık, müptelâ… Tutkun... Kardeş... Arkadaş.”
Birleştirince çıkan, Akif Emre'nin kişiliğidir.
*
Bir gün önce son yazısını yazmış.
Kim bilirdi?
Başkaları yazısını okurken, o emaneti teslim etmiş.
Kimseye yük olmadan, hastalık çekmeden.
Böylesine temiz ayrılmak, herkese nasip olmaz.
Aniden kaybetmek sevenlerine zor.
O güzel yere gitti.
Güzel yaşamıştı.
Kimseyle kötü bir hatırası yoktu.
İnançlı, sapasağlam, dürüst.
İyilerden demek yetmez, en iyilerdendi.
Eleştirdikleri bile hakkını teslim eder daima.
*
Bu seneki Ramazan'da ne çok sevdiğimiz aramızda değil.
Akif Ağabeyimize de aziz şehitlerimize de bu seneki Ramazan'da oruç tutmak nasip olmayacakmış.
Çok özleyeceğiz.