Çaldıkları YSK kararı ile, yüzlerce belge ve bilgi ile tescillendi. CHP’nin tüm İstanbul seçiminin iptal edilmesine dönük dilekçesindeki ifadelerle de çalma işi itiraf edildi. 31 Mart, tarihe millet iradesinin örgütlü bir şekilde gasp günü olarak geçecektir.
31 Mart’ın ikinci bir özelliği ise Cumhur İttifakı’nın karşısına ilk defa uluslararası bir konsorsiyumun rakip olarak çıkmasıdır. Yani tek başına CHP, İP, HDP ya da diğerleri değil, ABD’si, Almanya’sı, Fransa’sı, Yunan’ı, Ermeni’si, FETÖ’sü, PKK/YPG’si tarafından oluşturulan uluslararası bir konsorsiyum ile mücadele edildi. Bu konsorsiyum eliyle devasa bütçeli bir algı siyaseti platosu kuruldu. Milletimiz zihinsel bir operasyona maruz bırakılmak istenildi. Lâkin tüm bu örgütlü organizasyon, algı operasyonları ve gaspa rağmen milletimiz Cumhur İttifakı’na desteğini sürdürdüğünü gösterdi.
Binali Yıldırım gibi güçlü bir adayın, açık farkla kazanması gerekmez miydi?