Elleri cebinde yürümek, eskiden şöyleydi: Bir kişi, ellerini paltosunun, ceketinin veya pantolonunun cebine sokmuş, yürüyor.
Barış Manço’nun dediği gibi…
“Hava ayaz mı ayaz, ellerim ceplerimde… Bir türkü tutturmuşum, duyuyorsun değil mi? Çalacak bir kapım yok, mutluluğa hasretim… Artık sokaklar benim, görüyorsun değil mi?”
Yahut Kâzım Alkar’ın tarifiyle, “Elleri cebinde hâli perişan… Bir garip görürsen beni hatırla…”
Şimdiyse anlam değişti.
Elleri cebinde yürüyen biri dendiği zaman, iki eliyle tuttuğu cep telefonunda mesaj yazmaya çalışan biri geliyor akla.