Yaş 35 yolun yarısı sayılıyorsa, 18 de çeyreği demektir.
Cahit Sıtkı öyle söylemiş ama birkaç yıl sonra dünyaya veda
etmiş.
Hesap her zaman tutmaz.
Ecel dediğin, herkes için aynı değil.
Seçilme yaşının 18'e indirilmesine itiraz geliştirenlerin, bunu da
dikkate almasında fayda var.
Her şeyden önce bilmek gerekir ki, bu değişiklik yapıldıktan sonra
Meclis'in tamamı 18 yaşındaki gençlerle dolmayacak.
Bir mecburiyet gibi gösterenlerin yüreği serinlesin.
600 kişilik Meclis içinde birkaç kişi ancak bulunur.
*
18 yaşında neler yapılabilir?
Seçmen olabilirsin.
Ülkeyi yöneteceklerin kimler olacağına karar verebilirsin.
Evlenebilir, çoluk çocuğa karışabilirsin.
Ehliyet alabilir, yollara çıkabilirsin.
Pasaportunu cebine koyup yurt dışına çıkabilir, dünya turu
yapabilirsin.
Suç işlediğinde, reşit olduğundan dolayı indirimsiz
cezalandırılabilirsin.
Ticaret yapabilir, menkul gayrimenkul ne istersen alıp
satabilirsin.
Vatan için canını verebilirsin.
Darbecilerin karşısına dikilip şehit olabilirsin.
Üstünden tanklar paletleriyle geçebilir, göğsüne kurşunlar
saplanabilir.
Fakat…
Seçilmeye talip olamazsın.
Çünkü kanunlar sen daha çocuksun diye bakar.
Bugüne kadar öyleydi.
İki hafta sonra durum değişecek.
*
Karşı çıkanların bu konuları göz ardı etmesi, durumu
değiştirmiyor.
Sonucu da değiştirmeyecek nasipse.
Ülke yönetiminde katkıda bulunmayı 18+ bir iş gibi göstermeye
çalışmak, milyonlarca gence haksızlık.
Ne gariptir, gençler arasında da buna karşı çıkanlar var.
Onlardan birkaçıyla konuştum.
Şöyle söylüyorlar:
“Geriden gümbür gümbür bir gençlik geliyor. Biz her şeyin
farkındayız. Kimse bizi kandırmasın.”
*
Seçilme yaşının 18'e indirilmesine taraftar olan bir grup ile bir
araya geldik.
Hepsi 16-18 yaş aralığında.
Onlara sordum.
Cevap kelime kelime aynı.
“Geriden gümbür gümbür bir gençlik geliyor. Biz her şeyin
farkındayız. Kimse bizi kandırmasın.”
Vallahi tam olarak böyle.