Yol çağırdı yine. Şeyhini özleyen mürit gibi düştüm yola. İçimde bir ateş.
Boğaz'ın üçüncü incisi Yavuz Sultan Selim Köprüsü açıldı ama sanki hiçbir fark yok gibi.
Adım adım ilerliyoruz.
Köprüye yaklaşırken her seferinde olduğu gibi o kanlı geceyi düşünüyorum.
15 Temmuz gecesini.
Şehitlerimiz için Fatiha okumadan geçersem, köprüden kaçak geçmiş gibi hissedeceğim.
Erol'u düşünüyorum, oğlunu ve diğer yiğitleri…
Namlusunu kalabalığa doğrultan alçakların görüntüsü ve yere düşen kahramanlar geliyor gözümün önüne.
*
Köprünün orta yerine gelmeden, sol tarafa gözüm kayıyor.
Çengelköy'ün yeşili bol kısımlarına bakıyorum.
“Bu şehir girdap gülüm” diyen Ömer Lütfi Mete'nin kabrine giderdik Mustafa ile beraber.
“Ne güzel bir yerde yatıyor” derdik. “İnsan böyle bir yerde öldüğünü anlamaz” derdi Mustafa, gülerdi.
Şimdi o da Ömer Abinin yanında.
*
Yol çağırdı, tamam.