TÜRKİYE 2017 yılına iyi mi başladı, kötü mü…
Lütfen bu sorunun cevabını siz veriniz.
Terör bu sefer Reina isimli lüks gece kulübünü vurdu. Otuz dokuz
ölü, bazısı ağır hayli yaralı var.
Kulübe bir terörist girmiş, elindeki otomatik silahla etrafı birkaç
dakika taramış.
Reina sıradan bir gece kulübü değildi, en gözde, en ünlü, en
birinci, en pahalı gece kulübü.
İstanbulun çok güzel bir yerinde, Boğaz kenarında…
700 kişiyi birden ağırlayabiliyormuş.
Orada özel ve resmî polisler, korumalar vardı, terör kıyımını
önleyemediler.
Oraya her vatandaş gidemiyor, giremiyordu.
Ücretleri çok yüksekti.
Zengin ve seçkin insanların mekanıydıReina.
Ölenlerin içinde bir Suudî vatandaşı varmış.
Yerliler, yabancılar.
Terör acımasız.
Ölen Müslümanlar için rahmet diliyorum.
Diğerleri için beyan-ı taziyede bulunuyorum.
Sarıklı bir bürokratın, ha camide yapılmış, ha Reina’da mealindeki
beyanını hoş karşılamadım. Cami kutsaldır, Reina değildir.
Resmî ağızlar terörist bulunacaktır… Terörün başı ezilecektir… Kökü
kazınacaktır buyuruyorlar.
Asıl büyük terör Haleb’te.
Arakan’da.
Bazı holiganlar Reina’daki terör ile laikliği yan yana getirmek
istiyor. Onlara karşı dikkatli olunması gerekir.
Herkes şunu bilmeli ki, gerçek Ehl-i Sünnet Müslümanlığında terör
meşru değildir.
Savaş askerler, muharipler arasında yapılır. Sivillere, kadınlara,
çocuklara, ihtiyarlara dokunulmaz.
Türkiye’de Ehl-i Sünnet İslamlığını yok etmek veya içini boşaltmak
isteyenler, farkında olmadan dolaylı yoldan teröre hizmet
etmektedir.
Rafizîlik ve Necdîlik, iki terörist bid’at fırkasıdır.
Ehl-i Sünnet tasavvufunda, tarikatlarında teröre yer yoktur.
Cumhuriyetin başında, evrensel insan haklarına, din hürriyetine ve
millî iradeye aykırı olarak zulmen kapatılmış bütün Sünnî
tarikatlar açılmalıdır.
Tarikatları kontrol için eskiden olduğu gibi bir Meclis-i Meşayih
kurulmalıdır.
Bu Meclis-i Meşayih, Diyanet gibi, laik devletin dinî bir kurumu
olmamalı, bağımsız-özerk olmalıdır.