ALLAHA iman ettik der, fakat Allahın emirlerini yerine getirmez, yasaklarından uzak durmazsak.
Peygambere iman ettik der, fakat onun Sünnetine uymaz, öğütlerini tutmazsak.
Haram olan işleri açıkta, açıkça, küstahça, utanmadan arlanmadan işlersek.
İnşaAllah demeden yapacağız, edeceğiz diye kesin konuşursak.
Allahın kesin olarak yasak kıldığı, kötülediği lüks ve israfa batarsak.
İşleri ehil ve layık olan kimselere vermezsek.
Emr-i mâruf ve nehy-i münker vazifemizi yapmazsak.
Halkı ve bilhassa gençliği bozan, ülkeyi ahlaksızlık bataklığına çeviren müstehcen yayınlarla, iffetsizlikle, hayâsızlıkla, namussuzlukla gerektiği gibi ve yeterli şekilde mücâdele etmezsek.
Haram, büyük günah, isyan olan ribayı teşvik edip genelleştirirsek.
Zinayı büyük günah ve suç olarak kabul etmezsek.
Nice önemli konuda ne şiş yansın, ne kebap zihniyetine sahip olursak.
Sahtekarların Müslüman halka evcil domuz, yaban domuzu, eşek eti yedirmesini kesin şekilde önlemezsek.
Var gücünüzle temizlik, şeffaflık, ahlak, fazilet, adalet için çalışmazsak.
Rantçılara meydan açar, bir türlü fesat yapmalarına fırsat verirsek.
Bozuk düzen ve sistemin haram rantlarını ve menfaatlerini ganimet bilir toplarsak.
Ehl-i Sünnet İslamlığının yerine içi boşaltılmış, Şeriatsiz ve fıkıhsız light ve ılımlı bir İslam türetmeye kalkarsak.
Namazı terk veya ihmal edersek.
Şer’î tesettürün yerine şeytanî bir tesettür koymaya kalkarsak.
Eğitime ve kültüre gereken önemi vermezsek.
Daha bunlara benzer eksiklik ve aksaklıklar sergilersek…